Yıllar
önceydi o sokağı ilk görüşüm. Sıradan bir sokaktı ilçenin meydanına bağlanırdı.
Köşesinden dolmuşa otobüse binerdi insanlar. Çok kez biz de yürüdük o sokakta;
köşesinde dolmuşa bindik, arkadaşlarımızla buluştuk, hemen aşağısındaki
çeşmeden su içtik kana kana...
Kimsenin değildi o
sokak. Kimseye bir sokaktan fazlasını da ifade etmiyordu belki. Belki kimisi
için çok şey ifade ediyordu. Kim bilir belki sevgililer kavuştu ya da ayrıldı o
sokakta. Belki bir anne çocuğuna attığı tokadın pişmanlığını yaşadı yürürken
sokak boyu. Belki bir çok şey yaşandı o sokakta; bilemezdik bilemedik de.
Sokaktı işte soramadık da. Kaldı öyle...
Sonraları
çok şey değişmişti o sokakta. Binalar yapılmıştı hayatlar yıkılmıştı,
bilmediğimiz tanımadığımız tanıma ihtimalimizin dahi olmadığı insanlar ölmüştü
o sokakta. Acılar yaşanmıştı belki, belki büyük mutluluklar. Belki çocuklar
doğmuştu; evlere şenlik getirmişlerdi. Köşedeki bakkal kapanmıştı yerine
"çağın gereklerine uygun" bir market açılmıştı. Belediye seçim
döneminde değiştirmişti kaldırım taşlarını, tabelaları.
Yıllar geçiyordu
ama ben o sokağın yanından hiç geçemiyordum, geçsem de dönüp bakamıyordum.
Geçenlerde bir an boş
bulundum işte, dönüp baktım geçerken.
Çok şey değişmişti.
Ama
Kalmıştı yine de ayak
izleri
Çok şey değişmişti.
Ama
Değişmemişti benim o
sokağa bakışım.
Çok şey değişmişti.
Ama
Değişmeyen tek bir şey
vardı
Yumdum gözlerimi
hapsettim
Değişmemişti,
değişmesin diye;
Yumdum gözlerimi
hapsettim...
İsa Güneruz